OTİZMLİ ÇOCUKLARIN %98'İ ÖZEL EĞİTİM ALAMIYOR!

02.4.2022

OTİZMLİ ÇOCUKLARIN %98'İ ÖZEL EĞİTİM ALAMIYOR!

Engelliler Koordinasyon Başkanımız İsrafil Bayrakçı Dünya otizm Farkındalık Günü dolayısıyla yaptığı basın açıklamasında Otizmli bireylerin hakları konusunda önemli hatırlatmalarda bulundu.

"Değerli Basın Mensupları, ekranları başında bizleri izleyen kıymetli izleyiciler
 
Hepinizi saygı ve hürmetle selamlıyorum. 
 
Bugün 2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Günü nedeniyle sizlerle bir aradayız. 
 
Genellikle ilk 3 yaşta başlayan ve hayat boyu devam eden, kişinin etrafıyla sözel ve sözel olmayan şekilde uygun ilişki kuramaması şeklinde ifade edebileceğimiz gelişimsel bir engel durumu olan Otizm, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de geçmişe kıyasla daha sık görülüyor.
 
1985’de her 2.500 çocuktan 1’ine Otizm tanısı konulurken, bugün doğan her 54 çocuktan 1’inin otizm tanısı aldığı tahmin ediliyor. 
 
Birleşmiş Milletler işte bu hızlı artışı tüm ülkelerin gündemine taşımak için 2008 yılında 2 Nisan’ı Dünya Otizm Farkındalık Günü olarak ilan etti.
 
Otizmli çocuklarımızın ve ailelerin yanında olduğumuzu hissettirmek ve daha önemlisi otizmlilerin ihtiyaç ve beklentilerini dile getirmek için 2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Günü’nün önemli bir fırsat olduğunu belirtmek isterim. 
 
Değerli Basın Mensupları,
 
Sivil Toplum Kuruluşlarının çalışmalarına göre Türkiye’deki 0-14 yaş grubu aralığındaki otizmli çocuk sayısı yaklaşık 150 bin, 0-19 yaş çocuk grubunda ise eğitim bekleyen çocuk sayısı yaklaşık olarak 500 bin olarak tespit edilmiştir. 
 
Nüfus projeksyonuna baktığımızda ise ülkemizde yaklaşık 1.387.580 otizmli birey olduğu ve bu durumdan etkilenen 5.550.320 aile ferdi bulunduğu tahmin edilmektedir. Halkımızın %72’si otizmi duyduğunu belirtirken %52’si otizmin belirtileri hakkında bilgiye sahip…
 
Her engelde olduğu gibi erken tanı Otizm’de de önemli bir yere sahip. Bununla birlikte Otizmli bireylerin, daha sağlıklı bir yaşam sürmesi ve bu durumlarının ciddiyetinin önüne geçilmesi erken yaşlarda başlayan özel eğitimle mümkündür. 
 
İlk 18 ayda tanı koyabilmek ve haftada en az 30 saati bulan yoğun bir eğitim almalarını sağlamak otizmli çocuklarımız için en önemli iki adımı oluşturuyor. Ancak ülkemizde sayısı 600 bini aşan otizmli çocuk ve gencimizin yüzde 92’si eğitime erişemiyor. Özel eğitim imkanına sahip olanların oranı ise yalnızca yüzde 5…
 
Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’in, E-okul sistemine kayıtlı olarak açıkladığı 41 bin 854 rakamı da bu gerçeği açıkça ortaya koymaktadır. 
 
Otizmli çocukların 30 saat eğitim alması gerekirken, ülkemizde devletin ailelere sunduğu eğitim imkanı 8 saati bile geçmemektedir. Özellikle geçtiğimiz iki yıldaki online eğitim ve pandemi sürecinde eğitimden yoksun kalan otizmlilerin sayısının daha da arttığı düşünülmektedir.
 
 
 
 
 
 
 
Değerli arkadaşlar,
 
3 Aralık 2016’da resmi gazetede ilan edilen 1. Otizm Eylem Planı sonuçlarını kamuoyu ile 2021 yılı Aralık ayında paylaşmıştı. Planın ilan edilmesinden beş yıl sonra gelen bu paylaşım, planın gerektiği şekilde uygulanamadığını da ortaya koymuştur. 
 
Otizm Eylem Planı kapsamında, yapılan bazı farkındalık çalışmaları dışında, çocuklarımızın ve ailelerinin hayatına dokunan eylemlerin niceliğinin ve niteliğinin yeterli olmadığı görülmüştür.
 
Otizmli bireylerin gündelik yaşamlarında karşılaştıkları tutum ve davranışlar, onların gelişimine olumsuz yönde etki eden başka bir faktör olarak karşımıza çıkıyor. 
 
Ben bu vesileyle, özellikle okul çağındaki çocuklarımızın, velilerin ve en önemlisi öğretmenlerin otizm hakkında bilgi sahibi olmalarının son derece önemli olduğunun altını çizmek isterim. 
 
Okulda; arkadaşları, arkadaşlarının velisi veya eğitimci tarafından negatif bir tutumla karşılaşan otizmliler için böylesi bir anı gelişimlerinin önüne büyük bir engel teşkil edecektir. 
 
Bu nedenle, Otizm Eylem Planında da yer verilen, Otizm hakkındaki farkındalığı arttırıcı adımların kapsamının genişlemesi ve planın eksiksiz bir şekilde uygulanması gerekmektedir. 
 
Değerli Basın Mensupları,
 
Otizm Farkındalık Günü nedeniyle konuyla ilgili bazı önerilerimizi kamuoyu ile paylaşmak istiyorum:
 
·        Öncelikle 2016 yılında kabul edilen Otizm Eylem Planı’nın ivedilikle ve eksiksiz bir şekilde hayata geçirilmeli, planda yer verilen maddeler uygulanmalıdır. 
 
·        Ülkemizde 0-3 yaş grubunda çocuğu olan ailelerin otizmle ilgili farkındalığının artırılması ve otizm tarama ve takip zorunluluğu getirilmelidir. 
 
·        Erken müdahale programı ve buna yönelik yasal düzenlemeler yapılandırılmalıdır.
 
·        Çocukla ilk temas kuran tüm sağlık personelinin otizmle ilgili yeterince bilgi sahibi olması, tıp fakültelerinde otizm ile ilgili eğitimin yetersizliğinin giderilmesi, sağlık personelinin eğitim sonrası ve meslek içi eğitimlerle otizmle ilgili bilgilerinin gerektiği gibi güncellenmesini sağlayacak programlar geliştirilmelidir.
 
·        Türkiye’de hâlen özel eğitim öğretmeni yetiştirmekte olan üniversitelerdeki öğretim üyesi açığının acilen kapatılmalı ve tüm derslerin gereğince okutulmasının sağlanmalıdır. Bu amaçla öğretim üyesi değişim programlarından en iyi şekilde yararlanılması, ayrıca başka üniversitelerde özel eğitim öğretmenliği lisans programları açılmalıdır.
 
·        Eğitimcilerin nicelik ve nitelikleri geliştirilmeli, sayıları yeterli düzeye getirilmelidir.  Türkiye’de otizmli bireyler için ihtiyaç duyulan özel eğitim öğretmeni açığı acilen kapatılmalıdır.
 
·        Türkiye’nin gelişimsel yetersizlik alanında uzmanlaşmış dil ve konuşma terapisti, uğraşı terapistine ve sosyal hizmet uzmanına gereksinimi olduğu düşünülmektedir.
 
·        Otizmle ilgili farklı eğitim terapilerini uygulayan sosyal hizmet uzmanı, bireysel eğitim terapistleri, davranış analistleri, dil ve konuşma terapistleri, uğraşı terapistleri gibi elemanların yetiştirilmesine yönelik eylem planları çıkarılmalı ve hayata geçirilmelidir.
 
·        Eğitim kurumu sayısının artırılmalıdır.
 
·        Kaynaştırma eğitiminin niteliğini artıracak adımlar atılmalı, veli öğretmen ve öğrencilere uzmanlar tarafından farkındalık ve doğru iletişim dersleri verilmelidir. 
 
·        Otizmli bireylerin çalışabilecekleri korumalı/kaynaştırmalı işyerleri kurulmalı ve çalıştırılmalıdır. Korumalı işyeri açacak olan, özellikle bu sorunu yaşayan dernek ve vakıfların, yerel yönetimlerin projelerine kolaylıklar sağlanması; özel sektörün daha fazla bilgilendirilme ve ilave teşviklerle özendirilmesi, ülke genelinde yaygınlaşması ve yaşatılmasına devlet desteği verecek düzenlemelerin yapılması, otizmli bireylerin de çalışma hayatına ve toplumsal yaşama katılmalarının önünü açacak adımlar atılmalıdır.
 
 
 
Elbette Otizm Spektrum Bozukluğu olan vatandaşlarımızın çözüm beklediği pek çok sorunu ve var ve bunlarla ilgili pek çok çözüm önerisi getirilebilir. Burada özetle ifade etmeye çalıştığımız bu hususların sayısını arttırmak mümkündür. 
 
Bizler Saadet Partisi olarak konuya dikkat çekmek adına en önemli gördüğümüz bazı maddeleri yeniden gündeme getirmek, bu hususları sizlerle paylaşmak için konuya ilişkin temel noktalara temas etmeye çalıştık. 
 
Otizm Spektrum Bozukluğu olan bireyler için atılacak en önemli adım, konu üzerinde çalışan sivil toplum kuruluşlarına kulak vermek, bu kuruluşlarla koordinasyon içerisinde çalışarak kapsayıcı ve nitelikli planları ortaya koymak olacaktır. "